Danimarka’nın biyogazdaki olumlu deneyimleri Avrupa’da kullanılmalı
Avrupa Komisyonu Enerji Komiseri Dan Jørgensen, Rus gazına bağımlılığı azaltma mücadelesinde Danimarka’nın biyogaz konusundaki olumlu deneyimlerinin AB genelinde hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi.

Jørgensen, 2 Mayıs 2025’te Danimarka’nın Funen adasındaki Nature Energy’ye ait biyogaz tesisinde EnergyWatch’a konuştu. Shell’in ortak olduğu bu tesisi, Danimarkalı Tarım ve Balıkçılık Bakanı Jeppe Bruus ile birlikte gezdi.

Jørgensen, biyogaz konusundaki deneyimini, Helle Thorning‑Schmidt hükümetlerinde Gıda, Tarım ve Balıkçılık Bakanı olduğu dönemden beri taşıdığını belirtti. “Danimarka’nın dışarıdan gaz alımını kısma başarısı, sadece enerji verimliliğimiz ve yenilenebilir enerji kullanımımız sayesinde değil. Biyogaz üretiminde de çok yol kat ettik. Kendi gazımızı kendimiz üretebiliyoruz” dedi.

Tesisin 10 yıldır faaliyette olduğunu hatırlatan Jørgensen, “Bunu başarmamız uzun süre devam eden bir çalışma sayesinde mümkün oldu” diye ekledi. Şimdi bu tecrübeyi 27 AB ülkesine yaymak için çalıştığını söyledi.

Komiser, bazı üye ülkelerin biyogaz konusunda çekingen davrandığını, ancak tarım sektörünün desteğiyle bu kaygıların aşılabileceğini belirtti. Biyogazın, “tarım atıklarının çürütülerek metan gazı elde edilmesi” yoluyla üretildiğini ve hem enerjide dışa bağımlılığı azalttığını hem de çiftçilere ek gelir sağladığını anlattı.

Siyasi mücadelelerin olduğunu, bazı ülkelerde tarım örgütleriyle politikacılar arasında yeşil dönüşüm hızının çok yüksek olduğu yönünde görüş ayrılıkları bulunduğunu aktaran Jørgensen, “Biyogaz hem iklim hem çevre hem de tarım için olumlu bir model sunuyor” dedi.

Fransa’da da biyogaz projeleri bulunduğunu, fakat Danimarka’nın bu alanda liderliğini “siyasi kararlılık” ve “yerel yönetimlerin desteği” sayesinde elde ettiğini vurguladı. “Başarı, tüm paydaşların—çiftçilerden belediyelere—birlikte çalışmasından geliyor.”

Jørgensen’e göre biyogaz, Avrupa’nın üçlü sınavında kilit rol oynayacak: Enerji arz güvenliği; Rus gazına alternatif arayışı; iklim hedeflerine ulaşma. “Bu model ücretsiz değil, destek gerektiriyor. Ama tüm Avrupa ülkeleri için çok iyi bir fikir” diye konuştu.

Danimarka’da rüzgâr enerjisi sektörünün büyüklüğüne değinen gazetecinin “Biyogazda da benzer bir sanayi kurulabilir mi?” sorusuna Komiser, “Kesinlikle. Danimarkalı şirketlerin ve edindiğimiz tecrübenin Avrupa’da iş fırsatları yaratacağına hiç şüphem yok” yanıtını verdi.

Tarım Bakanı Jeppe Bruus da piroliz (organik atıkların yüksek sıcaklıkta oksijensiz işlenmesi) ve PTX (elektrikle suyu veya karbondioksiti kimyasal yakıtlara dönüştürme teknolojisi) gibi alanlarla birlikte biyogazın çiftçilere kapalı döngülü bir sistem sunduğunu söyledi.

Bruus, tarımsal atıkların tarlaya verilmeden önce enerjiye dönüştürülmesinin denizleri ve koyları kirleten atık miktarını azalttığını ancak tüm sorunu çözmediğini belirtti. “Gübrenin tamamı tarlaya gelmiyor, enerji üretimine gidiyor; bu da kirliliğin bir kısmını engelliyor” dedi.

Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında biyogazın önemini vurgulayan Bruus, “Çiftçiler için bir iş modeli oluşturuyor. Biyogaza 10 milyar DKK, pirolize de 10 milyar DKK yatırım yapılması, sürdürülebilir tarım hedefimizi ortaya koyuyor” ifadelerini kullandı.