Danimarka’da elektrik ve ısı üretiminde kömürsüz üç ay

Danimarka, elektrik ve ısı üretiminde üç aydan uzun bir süredir kömür kullanmıyor – bu, ülke tarihinde kömürsüz geçen en uzun dönem olarak kayda geçti. Bu önemli gelişme, yenilenebilir enerji, elektrifikasyon ve biyokütleyle hızlanan yeşil dönüşümün bir yansıması. Avrupa elektrik iletim sistemi operatörleri birliği ENTSO-E verilerine göre, kömüre dayalı elektrik üretiminin son yapıldığı gün 1 Mayıs 2025’ti.

Bu dönüm noktası, daha yeşil bir enerji sistemine geçerken güvenli ve istikrarlı bir enerji arzını sürdürme kapasitesinin artığını gösteriyor.

Değişen jeopolitik dinamikler ve enerji güvenliğine  odaklanma çağında, kömüre bağımlı olmadan kesintisiz enerji erişimini sağlayabilmek, Danimarka’nın enerji altyapısının ne kadar güçlü olduğunun bir göstergesi. Bu aynı zamanda, hem iklim hem de stratejik nedenlerle fosil yakıtlara bağımlılığı azaltma yönündeki daha geniş bir Avrupa hedefini de yansıtıyor.

Enerji ve ısı üretiminde karbonsuzlaşma
Bu başarının arkasında büyük ölçekli yenilenebilir enerji yatırımları, elektrifikasyon ve yakıt dönüşümü yer alıyor. Yalnızca bölgesel ısıtma alanında, 2025 yılında yeni kurulan ısı üretim kapasitesinin yüzde 97’si elektriğe dayalı sistemlerden oluştu ve fosil yakıt bağımlılığı ciddi oranda azaldı. Kombine ısı ve enerji santrallerinde ise biyokütle dönüşüm sürecinde dengeleyici bir rol oynadı.

Kömürden çıkış süreci özellikle son yıllarda hızlandı. 2024’te Esbjerg Termik Santrali kapatılarak dünyanın en büyük deniz suyu ısı pompası, sürdürülebilir biyokütle ve atık-enerji çözümleriyle değiştirildi. Aynı zamanda Fynsværket santrali gaz ve biyokütleye geçti ve kömür kullanımı sona erdi. Günümüzde yalnızca Nordjyllandsværket santrali kömür kullanıyor ve 2029’a kadar tamamen devre dışı bırakılması bekleniyor.

Elektrikte yüzde 92,4 fosilsiz oran
Haziran ayında Danimarka’nın elektrik tüketiminin yalnızca yüzde 7,6’sı merkezi ve yerel elektrik santrallerinden sağlandı. Kalan talep rüzgar, güneş ve elektrik ithalatıyla karşılandı. Bu durum, yenilenebilir enerjinin ulusal enerji karmasındaki payının arttığını ve ülkenin bölgesel bağlantıları kullanarak arz-talep dengesini yönetebildiğini gösteriyor.

Enerji portföyünde köklü dönüşüm
Danimarka’nın enerji portföyü son on yıllarda kömür ve petrole dayalı yapıdan, rüzgar, güneş, sürdürülebilir biyokütle ve elektrifikasyona dayalı bir sisteme dönüşmüş durumda.

Dayanıklılık hâlâ önemli
Enerji karmasında kömürün ortadan kalkması önemli bir adım olsa da bu, tüm zorlukların bittiği anlamına gelmiyor. Rüzgar ve güneş gibi hava koşullarına bağımlı enerji kaynakları, aşırı hava olayları karşısında kırılgan kalabiliyor. Bu nedenle esnek ve dayanıklı sistemlerin geliştirilmesine yönelik yatırımların sürmesi kritik. Mevsimsel dalgalanmalar ve talebin zirveye ulaştığı dönemler, şebekenin sınırlarını zorlayabiliyor.

Danimarka’nın temiz çözümlerle enerji güvenliğini koruyabilme kapasitesi, yeşil dönüşümde öncü konumunu güçlendiriyor. Ancak uzun vadeli istikrar için esnek altyapıya, stratejik yedek kapasitelere ve sınır ötesi iş birliğine yönelik yatırımların devam etmesi gerekiyor.

Kaynak: State of Green, 20 Ağustos